sportmen1985
  DUA ZAMANI................
 


"Allâhümmağfir lî verhamnî ve âfinî verzuknî


Allahım, beni bağışla, bana merhamet et, rızânı kazandıracak işler yaptır ve bana hayırlı rızık ver


Duâ Âdâbı


 
Ebû Hüreyre -radıyallahu anh-dan rivâyete göre Hazret-i Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz buyurmuşlardır ki:

"Sakın sizden biriniz duâ ederken "Yâ Rabb, dilersen beni mağfiret eyle, dilersen bana merhamet eyle" demesin. İstediğini sağlamca ve kat'ıyyetle istesin. Çünkü Allah'ı şu veya bu işe zorlayabilecek hiçbir kudret yoktur." (1)

Yine Ebû Hüreyre -radıyallahu anh-'dan rivâyet edildiğine göre Nebiyy-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz buyurmuşlardır ki:

"Sizden herhangi biriniz" duâ ettim de kabul olunmadı" diyerek acele etmedikçe duâsı kabul olunur." (2)

Duâ eden duâsında ısrar etmeli, devam etmelidir. Her halde er veya geç müstecâb olur.

Bir de dünyâda müstecâb olmasa bile kul bunu yine kendi lehine bilip Allah'dan ümidini kesmemelidir. Duâ büyük bir ibâdet olduğu için âhırette de bir ecir ve sevâbı olur.

Duânın âdabı pek çokdur. Bu cümleden olarak:

1- Evvelâ abdestli bulunmak,
2- Bir namazdan sonra yapılmak,
3- Tevbe ve istiğfârını ve kemâl-i ihlâsını arzeylemek,
4- Kıbleye yönelmek,
5- Duâdan evvel Allah'a çokça hamd ü senâ etmek,
6- Resûl-i Ekrem -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Hazretleri'ne çokça salât ve selâm eylemek,
7- Duânın nihâyetini âmin ile bitirmek,
8- Duâda yalnız kendisini düşünmeyip bütün sâlihleri ve bütün mü'minleri duâya müşterek kılmak,
9- Bir hâcetini isterken ellerini semâya kaldırıp avuçlarını açarak duâ etmek,
10- Kıtlık; umumî sıkıntı ve felâketlerin def'i için ise ellerinin dışını semâya çevirerek duâ etmek ve Allah'a sığınmak,
 
11- Celb-i menfaat için yapılan duâların nihâyetinde ellerinin avuçlarını yüzüne mesh eylemek, def'-i mazarrat için yapılan duâlarda mesh edilmez.
12- Duânın asıl anahtarı ise helâl lokma yemektir.

Ebû Musa el-Eş'arî -radıyallahu anh-dan rivâyete göre Resûlullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz Hazretleri Hayber gazâsı'na giderken maiyyetinde bulunan ashab-ı kiram bir vâdiye vardıkta yüksek sesle tekbîr ve tehlîl ederek bağıra bağıra zikrullah etmeğe başladılar. Resûlullah -sallallahu teâlâ aleyhi ve sellem- Hazretleri:

"-Kendinize rıfk u merhamet ediniz. Zîra siz ne sağıra, ne de gâibe duâ ediyorsunuz. Ancak her şeyi hakkıyle işiten ve size sizden yakîn olan Allah'a duâ ediyorsunuz. Ve Allahü Teâlâ Hazretleri siz nerede olursanız berâberinizdedir" buyurdu.

Yani; öyle kendinize bu derece bağırmakla zahmet vermenize hâcet yoktur. Cenâb-ı Hakk'a nisbetle hafî (gizli) ve cehrî yapılan zikir müsâvidir.
 
 
Duânin önemi

Duâ, istemek demektir. Aç bir kimsenin, istihâli oldugu bir zamanda yiyecek istemesi gibidir. Duâ, Allahü teâlâya yalvararak murâdini istemektir. Allahü teâlâ, duâ eden Müslümani çok sever. Duâ etmeyene gadap eder. Duâ mü'minin silâhidir. Dînin temel direklerinden biridir. Hadis-i serifte,“Duâ müminin silahi, dinin de diregidir.”buyuruldu.
Duâ, gelmis olan dertleri, belâlari giderir. Gelmemis olanlarin da gelmelerine mâni olur.Çünkü, Peygamberimiz, “ Duâ belâyi önler.”buyurmustur.
“Kazâ, ancak ve yalniz duâ ile durdurulur.”
Imâm-i Rabbânî hazretleri, “Duâ, kazâyi, belâyi defeder”  buyurdu.
 
 


Ey Müslüman kardeşlerim.Her insan Allah(c.c)`ın kuludur. 

Yüce Mevlamız Kuran-ı Kerim`de "Duanız olmasaydı,ne ehmmiyetiniz olurdu!","Allah`ın fazlından isteyin","Bana dua ediniz ki kabul edeyim" buyuruyor. 

Hadis-i Kutside de:"Bana dua etmeyene gazap ederim","Kulum bana dua edince onunla beraber olurum." buyurmuşlardır. 

Yine Rasulü Ekrem efendimiz "Acele etmediğiniz taktirde duanız kabul olunur.Dua ettim fakat kabul edilmedi şeklindeki sözler duanın kabul olmasına manidir." buyuruyor. 

Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdular: 
"Dua ibadettir. "Ebû Dâvûd, Vitir 23 

"Kendinize beddua etmeyiniz; çocuklarınıza beddua etmeyiniz; mallarınıza da beddua etmeyiniz. Dileklerin kabul edildiği zamana denk gelir de Allah bedduanızı kabul ediverir. "Müslim, Zühd 74. 

"Kulun Rabbine en yakın olduğu hal secde halidir. İşte bu sebeple secdede çok dua etmeye bakın!"Müslim, Salât 215. 

"Kendisine iyilik edilen bir kimse o iyiliği yapana, cezâkellâhü hayran: Allah seni hayırla mükâfatlandırsın, derse, ona en iyi şekilde teşekkür etmiş olur. "Tirmizî, Birr 87 

Yine Müslim'in Târık İbni Eşyem radıyallahu anh'den rivayet ettiğine göre, Târık Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'i dinlerken bir adam gelerek: 
- Yâ Resûlallah! Rabbimden bir şey isteyeceğim zaman nasıl dua edeyim? diye sordu. Resûl-i Ekrem de şöyle buyurdu: 
- "Allâhümmağfir lî verhamnî ve âfinî verzuknî: Allahım, beni bağışla, bana merhamet et, rızânı kazandıracak işler yaptır ve bana hayırlı rızık ver, de. Bu sözler senin hem dünya hem de âhiret için istemen gereken şeyleri ihtiva eder."Müslim,Zikir 36 

Ebû Ümâme radıyallahu anh şöyle dedi: 
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem'e: 
- Hangi dua daha çok kabul edilir? diye sordular. 
- "Gecenin son saatlerinde ve farz namazlardan sonra yapılan dua" buyurdu.Tirmizî, Daavât 79. 

"Yeryüzünde bir müslüman Allah'tan bir şey dilerse, günah bir şeyi istemediği veya akrabası ile ilgisini kesmeyi arzu etmediği sürece Allah onun dileğini mutlaka yerine getirir veya ona vereceği şey kadar bir kötülüğü kendisinden giderir. " 
Orada bulunanlardan biri: 
- O takdirde biz Allah'tan çok şey isteriz, deyince, Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem: 
- "Allah'ın lutfu dilediğiniz şeylerden daha çoktur" buyurdu.Tirmizî, Daavât 115. 

İbni Abbâs radıyallahu anhümâ'dan rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bir keder ve üzüntü hissettiği zaman şöyle dua ederdi: 
"Lâ ilâhe illallâhü'l-azîmü'l-halîm. Lâ ilâhe illallâhü rabbü'l-arşi'l-azîm. Lâ ilâhe illallâhü rabbü's-semâvâti ve rabbü'l-ardı ve rabbü'l-arşi'l-kerîm: Azamet ve hilim sahibi olan Allah'tan başka ibadete lâyık hiçbir ilâh yoktur. Azametli arşın sahibi olan Allah'tan başka ibadete lâyık hiçbir ilâh yoktur. Göklerin rabbi, yerin rabbi ve yüce arşın rabbinden başka ibadete lâyık hiçbir ilâh yoktur. "Buhârî, Daavât 27 

"Bir müslümanın, yanında bulunmayan din kardeşine yapacağı dua kabul olunur. Bir kimse din kardeşine hayır dua ettikçe, yanında bulunan görevli bir melek ona, 'duan kabul olsun, aynı şeyler sana da verilsin' diye dua eder."Müslim, Zikir 87

 
  Bugün 15 ziyaretçikişi burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol